Değerli mesai arkadaşlarım, kıymetli misafirler, saygı değer hocalarım bende sizi saygıyla sevgiyle muhabbetle selamlayarak sözlerime başlıyorum.

Bu toplantının markalaşma ve çoğrafi işaretleme ile ilgili yapılacak panelin hayırlara vesile olmasını, ilimizde inşallah hem ticaretin, hem sanayinin gelişmesini, pazarlamanın gelişmesini, gelişmesine vesile olmasını dileyerek sözlerime başlıyorum.

Arkadaşlarım bölgemiz dünyada ticaretin ilk yapıldığı bölge. Belki bir çoğunuz bilmiyorsunuz. Dünyada ilk ticaret Asurlularla Sümerler ve Hititlerle başlamıştır. Hititler o zaman tabi şu anda Kayseri sınırları içerisinde olan Kültepe ticaretin dünyada ilk başladığı yer olarak bilinir. Bu Anadolu ticaretin ilk başladığı yer olmakla şu anda dünyada ticaretin en ileri olduğu pazarlama tekniklerinin en ileri olduğu yer değil. Uluslar arası ticaret, deniz aşırı ticaret, çeşitli ticaret metotları yolları gelişmekle beraber bizim ticarette biraz tarihte geri kaldığımız söylenebilir. Hatta Cumhuriyeti kurduğumuzda azınlıklar da gidince elimizde sanayi ve ticaretle ilgilenecek hatta sanatla ilgilenecek her hangi bir toplum tabakası da kalmamış. Bu nedenle Atatürk Sümerler ve Etilerden dediğim gibi dünyada ticareti yapan Sümerler ve Etiler den esinlenerek Sümer Bank ve Eti Bankı kurmuştur. Sümer Bank ve Eti Bankı kurmasının amacı yer altı ve yer üstü kaynaklarının ticari ve sınai sahada değerlendirilmesi ve bu alanda firmalar kurularak ticaretin ve sanayinin geliştirilmesi. Atatürk’ün deyimiyle esnaf yeteri kadar palazlanana kadar bu tesisleri kurmaya devam edeceğiz. Esnaf ve tüccar yeterince geliştiği zaman biz artık bunu devlet olarak bırakacağız ve öyle olmuştur. Biliyorsunuz Sümer Bank ve Eti Bankın bünyesinde bugünkü Şeker fabrikaları, Çimento fabrikaları, Seka kağıt sanayi efendim aklınıza gelen ne tür sanayi kuruluşu, devletin kitleri, İktisadi devlet teşekkülleri aklınıza geliyorsa bu iki kuruluşun bünyesinden çıkmıştır. Dolayısıyla bu iki kuruluş Türkiye’nin sanayileşmesinde ve ticaretin gelişmesinde önemli roller oynamıştır.

Bugün Türkiye’nin ticari sahada geldiği noktayı söylemeye gerek yok. Uzman arkadaşlarım , hocalarım mutlaka anlatacaklardır. Türkiye şu anda artık dünyanın bir çok ülkesine ticaret yapan, memleketimiz olan Çorum’ da bir çok dünya ülkesine ticaret yapan bir il konumundadır. Dolayısıyla ticaretleşme bu kadar önemli olunca çoğrafi işaretleme de markalaşma da önem kazanıyor tabi. Çünkü malumunuz olduğu üzere marka olmadan pazarlama olmaz yani. Pazarlama yapmamız için marka olmamız lazım. Dolayısıyla markalaşma önemli bir kurumdur. Çoğrafi işaretleme yani bir ürünün bir bölgeye ait olduğuna dair belgelendirme işi fevkalade önemlidir. Ondan sonra patent de önemlidir.
        Ben sadece patent lafını kullanarak lafı bir yere getirmeye çalışıyorum. Çorum’da sanayinin ticaretin geliştirilmesi, üretilen ürünlerin ticarileştirilmesi, ar-ge faaliyetlerinin desteği , teşviklerden yararlanma ve bu yolla sanayimizin atılım yapması ve en büyük sebep de turizme ivme kazandırmamız. Turizmin gelişmesi için bildiğiniz üzere Çorum’umuzda ilimizde şu anda bitmek üzere olan bir teknoloji gelişim bölgesi dediğimiz Tekno Parkımız mevcuttur, bitmek üzere şu anda. İnşallah 1-2 ay sonra her halde faaliyetine geçer. O zaman Çorum ticarette biraz daha 1 adım daha öne çıkma ve atılım yapma imkanı bulacaktır.
        Bir de bir tarihi bilgiyi paylaşmak istiyorum sizinle. Çünkü benim çoğrafi işaretleme ve markalaşma bildiğim bir konu değil. Onun için kusura bakmayın. Zaten bu konuda bir şeyler söyleyemeyeceğim. Ama şunu söyleyeyim sadece tarihi bilgi. Ben biraz tarihe meraklıyım. İlk patent Kanunu ne zaman çıktığını eminim hiç biriniz bilmiyorsunuz. Patent Kanunu ilk Sultan Abdulhamit Han zamanında 1879 yılında İhtira ve İcat Kanunu adıyla çıkmıştır ve 1989 a kadar da bu kanun yürürlükte kalmıştır.
Yani buluşların belgelendirilmesi, değerlendirilmesi taa 1879 da bir de o gerici Sultan dediğimiz sultan zamanında çıkarılan 1989 a kadar idare edilmiş daha sonra tabi şimdi Sınai Hal bir kanunla ilgili çeşitli mevzuatlarımız gelişmiş, patent enstitüsü kurulmuş filan . Şu anda da çok daha ileri noktadayız, ama yani bunu da bilelim.
        Ticarileşme ile ilgili ve buluş yapanların, icat yapanların icatlarını korumayla, koruma altına almayla, güvence altına almayla alakalı devlet taa o zaman 1879 da yani her şey belli bir tarihten sonra başlamadı aslında. O zamanlar başladığını ifade etmek istiyorum.
        Ben konuşmacılara, panelistlere başarılar diliyorum. Konuşmalarının sizlere, bizlere, memleketimize, Çorum’umuza faydalı olmasını diliyor hepinize saygılar sunuyorum. Sağ olun.